“10 KASIM GİBİ BİR TARİHİ, OKULLARI TATİL EDEREK UNUTTURAMAZSINIZ”

Ana Resim

 

Gençli Kolları Sözcümüz Şeymanur Aklan, Türk gençliğinin gündemine ilişkin haftalık basın toplantısında konuştu.

 

Şeymanur Aklan: “Tarih 11 Kasım 2025 Salı. Türk gençlerinin sorunlarını konuşacağımız bir toplantıda daha sizlerle birlikteyiz. Atamıza olan özlemimizin arttığı bir 10 Kasım’ı daha geride bıraktık. Zafer Partisi olarak dün tabii ki Anıtkabir’de, Atamızın huzurundaydık. Atatürk gençliğinin sarsılmaz iradesi olan biz gençler her geçen gün onu daha iyi anlıyor, fikirlerini yaşatmak, açtığı aydınlık yolu bir an olsun terk etmemek üzere çalışıyoruz.

Atamızın ‘Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları, yorulsanız bile beni takip edeceksiniz’ sözünü göğsümüzde taşıyor, izinden bir an olsun ayrılmıyoruz. 10 Kasım gibi bir tarihi, okulları tatil ederek unutturacağını sananlar sanıyorum ki büyük yanılgı içerisinde olduklarını görmüşlerdir. Türk gencinin büyük yüreği, bu küçük tarih oyunlarına gelmez. Türk gençleri her ihtimalde, her anda ve her 10 Kasım’da Atasını minnetle ve sevgiyle anmaya devam edecektir.

Fransız, Le Monde gazetesi, Türkiye'deki gençler hakkında bir yazı paylaştı. Rapora göre 18-24 yaş arası gençlerin üçte biri ne eğitimde ne istihdamda yer alıyor. Türkiye mezun gençlerin istihdamı açısından Avrupa ülkeleri arasında sonuncu. Çocuk işçiliği ise hızla artıyor. Özetle Türkiye’nin genç kuşağı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı analiz edilmiş. Bu ülkeye bir gençlik kazandırdığını iddia edenlerse anlaşılan o ki konuya Fransız kalmışlar. 

Bu verilerden bahsetmişken Kocaeli’de bir parfüm deposunda meydana gelen yangında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, aileleri ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum. Parfüm deposunda hayatını kaybeden Cansu Esatoğlu’nun 15, Nisa Taşdemir’in 15, Tuğba Taşdemir’inse 17 yaşında olduğu ortaya çıktı. Şanlıurfa’nın Karaköprü ilçesinde ise 14 yaşında bir çocuk işçi, çalıştığı bir inşaattan düşerek hayatını kaybetti. Gençler harçlığını çıkarmak için sigortasız olarak çalıştırılıyor, üstelik aldıkları ücretlerse tam anlamıyla trajikomik. Hangi oyunu oynayacağını düşünmesi gereken çocuklarımız evine ekmek götürebilmenin derdinde. 14 yaşında bir çocuğun inşaatta çalıştığı bir ülkede hangi gelecekten, hangi umuttan bahsedebiliriz? ‘Bu çocukların iş hayatında ne işi var?’ diye sormamız gerekiyor. Bizler az önce bahsettiğimiz verilerin doğruluğunu aslında her gün yaşayarak görüyoruz. Çocuklar çocukluğunu, gençler gençliğini yaşayamıyor. Yetkililerin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor. Ne yazık ki onlara ninni gibi gelen bu hikayeler bizlerin gerçeği oluyor.

Ve bir başka konu: İstanbul'da 9 suç kaydı olan 13 yaşında bir şahıs, 16 yaşındaki çocuğu silahla yaraladı, 60 yaşındaki dedesini öldürdü. Her gün vahşice işlenen cinayetlere tanık oluyoruz. İşlenen suçlara ilişkin cezaların caydırıcı olmaması sebebiyle toplumda cezasızlık algısının yayıldığı konuşuluyor. Yaşı kadar suç kaydı olan kriminallere alan açılırken namuslu vatandaşlar tedirginlik içinde yaşıyor hatta kimisi yaşayamıyor. Türkiye’de sokaklar güvenli değil, hiçbirimiz güvende hissetmiyoruz. Her hafta bu cümleyi kuruyorum. Yalnızca gençler değil, aileleri, yaşlılar, çoluk çocuk, yaşı kaç, cinsiyeti ne olursa olsun bizlere kendimizi güvende hissetmiyoruz. Caydırıcı cezalarla toplum güvenliğini sağlamak devletin varoluş vazifeleri açısından şarttır. Malını, canını devletine emanet eden namuslu vatandaşı sizler, yetkililer korumak zorundasınız.

İzmir’de katıldığı bir programda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ‘Gençlere bu ülkede yaşanmaz diyenler var. Gençler yurt dışına gidiyor diyenler, gitsinler Aselsan’da çalışan mühendislere baksınlar’ diye bir açıklama yapmış. Üniversite sayısından yurt sayısına ve yatak kapasitesine kadar birçok konuda açıklamalarda bulunmuş. Adalet bakanı adaletle ilgilenmek dışında her konuda fikir beyan ediyor. Gençlerin ekonomik kaygılarından sonra en büyük dertleriyse adalet yoksunluğu. Bunu sizler başardınız. Türk gençleri sizden de yönettiğiniz bakanlıktan da ümidini kesmiş durumda. Sayın bakan bırakın eğitimi, önce adaleti tesis edin. Çocukların, gençlerin öldürülmediği, sokaklarına güvenliğin hâkim olduğu bir Türkiye sunun vatandaşa. Türk gençlerinin adalete ihtiyacı var. Hakkıyla eğitim almaya, adil şartlarda sınavlara girmeye, mezun olduğunda liyakat esas alınarak işe girmeye, başına şans eseri kötü bir şey geldiğinde ‘Adalet muhakkak sağlanır, ben adalete güveniyorum’ diyebilmeye ihtiyacı var. Adalet bizlere ekmek gibi, su gibi lazım. Ayrıca TÜİK’in 2024 gençlik araştırmasına göre 18–29 yaş arası kalıcı olarak başka bir ülkeye gitmek istediğini söyleyen gençlerin oranı da yüzde 72’ye kadar çıkmış durumda. Demek ki gençler birilerini görünce ikna olmuyor, gençleri inandırmanız gerekiyor.

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde yangın söndürme sistemlerinin kendiliğinden devreye girmesiyle birlikte yoğun dumana ve gaza maruz kalan 8 kişi hastanelik oldu. Bu kişilerin 5’i öğrenci ve 3 kişi de üniversite personeli. Doğalgazdan kaynaklanmadığına mı sevinelim yoksa ‘kendiliğinden’ açılan yangın söndürme sistemine mi üzülelim? Etkilenen personel ve öğrencilere geçmiş olsun diliyoruz. Bu hafta hepimizin yüreğine su serpecek bir müjdeli haber de geldi. Marmara Üniversitesi kadın öğrencilerin girdiği lavabonun tabelasını değiştirmiş. Artık girişlerde ‘Hanım tuvaleti’ yazıyor. Devrim niteliğinde gerçekleştirmiş oldukları bu yenilikle ülkemizde gençler rahat bir nefes aldılar. Bizlerin de yüreğine su serpildi gerçekten. Dalga geçmekten başka bir çare bırakmıyorlar. 

Türkiye Taekwondo Milli Takımımız, 2025 Dünya Taekwondo Şampiyonası'nı 3 altın, 2 gümüş ve 1 bronz olmak üzere toplamda 6 madalya ile tamamladı ve tarihinin en iyi sonucuna imza attı. Başarılı sporcularımız Emine Göğebakan, Merve Dinçel Kavurat, Nafia Kuş Aydın, Elif Sude Akgül, Furkan Ubeyde Çamoğlu, Sude Yaren Uzunçavdar’ı tebrik ediyoruz. Başarılarıyla ülkemize değer katmaya devam etmelerini diliyoruz. 
 
Bahis skandalındaysa yalnızca hakemlerin değil, aktif futbolcuların da bu durumun parçası olduğu ortaya çıkması çürümenin boyutunu bu hafta gözler önüne serdi. Gençlere ilham olması gereken sporcuların spor ahlakına yakışmayan davranışları biz gençleri üzüyor. Bizler sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını seviyoruz. Soruşturmayı da takip ediyor olacağız.

 

Zafer Partisi Gençlik Kolları olarak oluşturduğumuz Zafer Kuşağı’yla gençlerin sesini, fikrini ve enerjisini bir araya getiren interaktif bir platform oluşturduk. Özellikle Youtube kanalımız üzerinden aktif bir şekilde bizlerin çalışmalarını takip edebileceksiniz. Önümüzdeki hafta konuk olarak önceliği tabii ki Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ’a verdik. Bunun yanı sıra gençliğin nabzını tutabilmek adına sokak röportajlarında sizleri konuk edeceğiz. Genç öğrenci arkadaşlarımızın fikirlerini ve enerjisini taşıyacak Zafer Kuşağı’nı takip etmenizi de tabii ki gönülden isteriz.

 

Sevgili genç arkadaşlarım, zorlanıyorsunuz biliyorum. Sizlere bu konuşmayı yapmak, bu haberleri gündeme getirmek bizleri de zorluyor. Unutmayalım ki ülkemizi bu zor zamanlarından aydınlığa çıkaracak olan sarsılmaz irade, biz Atatürk gençlerindedir. Zafer Partisi Türk genci için, Türk genciyle birlikte ülkemizi bu girdaptan, bu karanlık sarmaldan çıkaracak.”